mervetufan
Yeni Üye
- Katılım
- 19 Eyl 2024
- Mesajlar
- 20
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 1
Pul koleksiyonu yapmak, özellikle çocuklar arasında oldukça popülerdi. Pulları toplamak oldukça basitti, çünkü herkes mektupla haberleştiği için postayla gelen zarfların üzerindeki pulları suyla çıkarmak, koleksiyon yapmaya başlamak için yeterliydi. Birçok arkadaşım bu yöntemle koleksiyonlarını genişletiyordu. Ancak arkadaşlar arasında farklı ve prestijli bir konuma geçmek istiyorsanız, yabancı ülkelerin pullarını toplamanız gerekirdi. O dönemde yurtdışından mektup almak nadirdi; sadece Almanya’ya işçi olarak giden ailelerden mektup alanlar bu konuda biraz avantajlıydı. Bu nedenle yabancı pullar daha değerli görülür, onları elde etmek ve toplamak önem kazanırdı.
Pullara ulaşmanın bir diğer yolu da arkadaşlarla değiş tokuş yapmaktı. Çizgi roman değiştirme alışkanlığımızdan dolayı bu yönteme aşinaydık, bu yüzden pulları değiştirmek de kolay olmuştu. Okulda ya da sinema önlerinde sık sık bu tür değiş tokuşlar yapılırdı.
Zamanla pullar konusunda daha bilinçlenip tematik koleksiyonlar yapmaya başladık. Devlet büyükleri, çiçekler, hayvanlar, şehirler gibi çeşitli temalar etrafında koleksiyonlar oluşturuluyordu. Ben de önce Türkiye’nin şehirlerini konu alan pulları toplamaya başlamış, ardından farklı ülkelere ait pullara yönelmiştim. O pullara bakarken o şehirleri ve ülkeleri gezdiğimi hayal ederdim.
Bir süre sonra, zarfların üzerindeki pullar ve değiş tokuşlarla elde edilen pullar yeterli gelmemeye başladı. Pulların satın alınabilir olduğunu öğrenmem de bu döneme denk geldi. Mahallemizdeki kırtasiyeden paketler halinde pullar almaya başladım. Sanırım her paketten yaklaşık yüz tane pul çıkıyordu. Ancak bu pullar genelde koleksiyonlarımızda zaten olan, kolay elde edilebilen pullardı. Aralarında nadiren eksik olanları bulduğumda ise heyecanlanırdım.
Ayrıca pul koleksiyonculuğunun bir başka boyutunu da keşfetmiştim: damgasız pulları toplamak. PTT sürekli yeni seriler çıkarıyordu ve bu serileri takip etmek, mahallemizdeki postaneden almak bana farklı bir perspektif kazandırmıştı. Koleksiyonculuğun bir ileri aşaması ise “ilk gün zarfları”ydı. Pulun ilk çıktığı gün özel olarak hazırlanan zarflara yapıştırılan pullar, aynı gün damgalandığında daha da değer kazanıyordu. Pul koleksiyoncuları, o günlerde postanedeki özel bankonun önünde uzun kuyruklar oluştururdu.
Herkesin bir pul koleksiyonu muhakkak vardır..
Pullara ulaşmanın bir diğer yolu da arkadaşlarla değiş tokuş yapmaktı. Çizgi roman değiştirme alışkanlığımızdan dolayı bu yönteme aşinaydık, bu yüzden pulları değiştirmek de kolay olmuştu. Okulda ya da sinema önlerinde sık sık bu tür değiş tokuşlar yapılırdı.
Zamanla pullar konusunda daha bilinçlenip tematik koleksiyonlar yapmaya başladık. Devlet büyükleri, çiçekler, hayvanlar, şehirler gibi çeşitli temalar etrafında koleksiyonlar oluşturuluyordu. Ben de önce Türkiye’nin şehirlerini konu alan pulları toplamaya başlamış, ardından farklı ülkelere ait pullara yönelmiştim. O pullara bakarken o şehirleri ve ülkeleri gezdiğimi hayal ederdim.
Bir süre sonra, zarfların üzerindeki pullar ve değiş tokuşlarla elde edilen pullar yeterli gelmemeye başladı. Pulların satın alınabilir olduğunu öğrenmem de bu döneme denk geldi. Mahallemizdeki kırtasiyeden paketler halinde pullar almaya başladım. Sanırım her paketten yaklaşık yüz tane pul çıkıyordu. Ancak bu pullar genelde koleksiyonlarımızda zaten olan, kolay elde edilebilen pullardı. Aralarında nadiren eksik olanları bulduğumda ise heyecanlanırdım.
Ayrıca pul koleksiyonculuğunun bir başka boyutunu da keşfetmiştim: damgasız pulları toplamak. PTT sürekli yeni seriler çıkarıyordu ve bu serileri takip etmek, mahallemizdeki postaneden almak bana farklı bir perspektif kazandırmıştı. Koleksiyonculuğun bir ileri aşaması ise “ilk gün zarfları”ydı. Pulun ilk çıktığı gün özel olarak hazırlanan zarflara yapıştırılan pullar, aynı gün damgalandığında daha da değer kazanıyordu. Pul koleksiyoncuları, o günlerde postanedeki özel bankonun önünde uzun kuyruklar oluştururdu.
Herkesin bir pul koleksiyonu muhakkak vardır..